dil ve konuşma bozuklukları 2020

Konuşma bozuklukları denildiğinde akla artikülasyon bozukluğu, geç konuşma, fonolojik bozukluk, dil bozuklukları, kekemelik, hızlı bozuk konuşma gibi bir çok problem gelmektedir. Bu problemlerden herhangi birinin belli bir yaşa geldiğinde kendiliğinden geçeceğine yönelik herhangi bir araştırma bulunmamaktadır. Konuşma bozuklukları alanında çalışan hiçbir uzman dil ve konuşma terapisti buna yönelik kesin bir zaman vermez ya da veremez. Ancak tecrübeleri doğrultusunda olabilecek olasılıklardan bahsedebilir. Bunlar sadece ihtimal dahilindedir ve bireyden bireye değişkenlik gösterir. Kesinlikten bahsetmek ise mümkün değildir.

 

Konuşma bozuklukları hakkında söylenebİlecek şeylerden bazıları şunlar olabilir

  • Kekemelik yaşla birlikte genellikle azalmaktadır AMA bu geçer demek değildir ve herkeste böyle olur olarak da algılanmamalıdır.
  • 5 yaş dil gelişimi için kritik bir yaştır, o yaşa kadar çocuklardaki gelişim sonrasına göre daha hızlı olmaktadır. Terapilere mümkün olan en erken dönemde başlayıp problemleri en kısa sürede çözümleyerek, çocukların akranları ile aralarında olan farkları kapatmaları için desteklenmeleri bu yüzden önemlidir. Elbette 5 yaş sonrasında da gelişim devam eder ve desteklenmeye devam edilmesi gerekir.
  • 2 yaşında hala konuşmaya başlamamış, iletişimi ve iletişim kurmak için sesleri kullanmayan çocuklar geç konuşmaya yönelik yakından takip edilmeli, bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilmelidir.
  • Konuşma bozukluğu olan çocukların okula başladıktan sonra gelişme gösterme olasılıkları vardır. Harflerin öğrenilmesiyle birlikte ek bir ipucu, somut bir destek alan çocuklar bundan faydalanabilmektedir. AMA her çocuk bu durumdan aynı miktarda faydalanamaz. O zaman geldiğinde eğer çocuk o desteği alamamışsa, konuşma bozukluğuna ek olarak ARTIK akademik olarak da güçlük yaşayan bir çocuk haline gelmiş demektir.

Dİl ve Konuşma Terapİstlİğİ ve Dİğer Uzmanlık Alanlarından Farkı

Dil ve konuşma terapistliği diğer uzmanlık alanları ile kıyaslandığında (doktorluk, psikologluk, öğretmenlik gibi) ülkemizde daha yeni bir uzmanlık alanıdır. Aileler çocukları ile ilgili olarak endişelendiklerinde güvendikleri kişilere danışırlar. Çocuklar söz konusu olduğunda çocuk doktorları güvenilen kişilerin başında gelir. Evet, kesinlikle çocuk hastalıkları söz konusu olduğunda çocuk doktorları en çok güvenmemiz gereken kişilerdir. Ancak dil ve konuşma gelişimi söz konusu olduğunda aileler doktorlarının, güvendikleri bir akrabalarının, öğretmenlerin ya da psikologların söylediklerine göre değil, uzman bir dil ve konuşma terapistinin söyleyeceklerine göre hareket etmelidirler.

Bu şekilde farklı yönlendirmeler sonucu çocuklarını çok uzun süre doğru destekten mahrum bırakarak, vaat edilen süreyi sabırla bekleyen, ancak o dönem geldiği halde beklediğini bulamayarak ARTIK biraz da geç kalmış olarak dil ve konuşma terapistlerinin kapısı çalan birçok aile ve çocuk bulunmaktadır.

Unutulmaması gereken en önemli şey, söylenen olmadığı taktirde bütün yükü çocuğun ve ailenin omuzlaması gerektiğidir. O noktada bilerek ya da bilmeyerek umut vaat eden kişi etkilenenlerden biri olmayacaktır. Çocuklarınızın konuşma bozukluklarına yönelik şüphelerinizde lütfen güvenilir bir kaynak olarak uzman dil ve konuşma terapistlerine danışın.

 

Leave a Comment